Sık Sorulan Sorular

İnsanlardan psikolog görüşmelerine dair en sık duyduğum soruları sizin için derleyip cevapladım.  Bunlara yenileri eklendikçe sosyal medya hesaplarımdan eklemeler yapacağım. Takipte kalın.

 

  • Psikologlar ilaç yazabiliyor mu?

 Hayır, psikologlar tıp fakültesi mezunu değillerdir. Bu nedenle ilaç reçete edemezler.

  • Psikoloğa kaç kere gitmem sorunumu çözer?

 Her kişinin yaşadığı problem ve geçirecekleri terapi süreci farklıdır. Ne kadar süre psikoloğa gideceğinize dair genel bir bilgi yoktur. Süreler, ihtiyacınıza göre belirlenir.

  • Psikolog ve psikiyatrist arasında ne fark var?

 Psikolog, üniversitelerin Psikoloji bölümünden mezun olan kişidir. Terapi yapmak isteyen psikologlar, lisans eğitimi sonrasında Klinik psikoloji alanında yüksek lisans yaparak klinik psikolog ünvanını alır.

 Psikiyatrist, Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra Psikiyatri ana bilim dalında uzmanlaşmış olan doktordur.

  •  Psikoloğa anlattığım şeyler bir başkasına (anneme, eşime…vs) anlatılıyor mu?

 Psikolog görüşmeleri, karşılıklı güven ilkesine bağlıdır. Bu güvenin oluşmasında en temel nedenlerden biri, gizlilik prensibidir. Buna göre, bir danışanın psikolog ile görüşme odasında konuştuğu konular üçüncü kişilerle paylaşılmaz. Bu kuralın istisnalarını “Randevu Almadan Önce Bilmeniz Gerekenler” başlıklı yazımdan okuyabilirsiniz.

  •  İzmir’de kendime uygun psikoloğu nasıl seçerim?

İzmir psikolog sayısı çok olan bir şehir. Kendinize uygun psikoloğu seçerken, “Doğru Psikoloğu Seçmek” isimli makalemden yararlanabilirsiniz.

  • Çok psikolog değiştirdim ama problemimi çözemedim. Bu neden olabilir?

Psikolog görüşmelerinden fayda görmediyseniz, bunun en yaygın sebeplerinden birkaçı aşağıdaki gibidir (Tabii ki bambaşka nedenler de söz konusu olabilir. Anlamak için üzerinde detaylı konuşmak gerekir):

-Problem alanınızda uzmanlaşmış bir psikoloğa gitmemiş olabilirsiniz.

-“Sorunlarımı psikolog çözsün, bana ne yapmam gerektiğini söylesin” diye bir beklentiniz olabilir. Problemlerinizi psikolog ya da bir başkası sizin adınıza çözemez. Bunu beklerseniz hangi psikoloğa giderseniz gidin sonuç alamazsınız.

-Psikoloğa gitme sebebiniz, kendinizi değil başka birini değiştirme isteğiniz olabilir. (Örneğin; “Kayın valideme ne söylersem değişir?”, “İş yerindeki insanların daha duyarlı olması için ne yapabilirim?”) Psikolog, ancak sizin bu kişilere dair yaşadığınız sıkıntıyı anlamanıza, sizin bu ilişkilerde kendinizi üzmemeniz için alternatif bakış açıları üzerinde durmanıza yardım edebilir. “O kişiler değişsin, bana bunun yolunu gösterin” gibi bir beklentiniz varsa psikologlar tarafından bu karşılanamaz.

-Psikolojik değil fiziksel bir hastalığınız olduğu halde çözümü psikologda arıyor olabilirsiniz. Örneğin; tiroid, şeker hastalığı ya da bazı nörolojik hastalıklarda, kişiler bazı psikolojik semptomlar da gösterebilir (öfke, depresif ruh hali, vb gibi). Böyle durumlarda kişiler hastalıklarının fiziksel semptomlarını göz ardı edip sadece psikolojik semptomlara odaklandıklarında, doğrudan psikoloğa başvururlarsa çözüm bulmaları mümkün olmaz. Fiziksel semptomların da yaşandığı durumlarda (baş ağrısı, mide ağrısı, kalp çarpıntısı, unutkanlık… vs) mutlaka önce ilgili branştaki doktora muayene olup tahliller yaptırmak önemlidir. Eğer hiçbir fiziksel bir sebep bulunamazsa, o zaman problemin psikolojik kökenli olduğu düşünülebilir. Bu aşamada psikoloğa başvurmak faydalı olabilir.

Uzman Psikolog
Başak Dalda Kileci